Masallarla büyüyen bir nesildik biz. Tüm masallarda bir vardi bir de yoktu. Saraylarda gecen masallarda ise yok yoktu. Bir vardi, hep vardi.
Bolluk icerisinde, hüzün kelimesinin ugramadigi, neseyle yasanan dünyanin en güzel mekanlaridir masallarda saraylar. Padisahlar vardir saraylarda, Peri Padisahlari, bir de onlarin ogullari... Bir dediklerinin iki edilmedigi, agizlarindan cikan her kelimenin emir telakki edildigi, halkin sevgilisi, sarayin sevgilisi, babasinin sevgilisi, gelecegin padisahlari, Tahtin Varisleri yani.
Belki de bu nedenle Osmanli padisahi, saray ve sehzadeler denilince masalsi bir dünya canlanir gözümüzde. 19. yüzyil saraylari da masallari dogrulayacak kadar muhtesemdir.
Hayat sadece masallarda güzeldi belki de. Icinde kahkahalarin cinladigi saraylar sadece masallarda vardi. Osmanlida ne padisahlar peri padisahiydi ne de sehzadeler peri padisahinin ogullari... Tahtin Varisi olmak bambaska bir seydi