Nasslarin statik yapisi ile hayatin dinamik gercekleri arasindaki celiskiyi gidermenin bir yolu kiyastir. Zira nasslar mahdut, hadiseler ise namütenahidir. Namütenahi olan bu hadiseleri aciklamak icin zihin bunlari nasslarla eslestirmek zorundadir. Hukukta kiyasin zaruri olusu da iste tam bu sebepledir. Ne var ki bu islem rastgele veya keyfi sekilde yapilmaz. Keyfiligi hukukun en azili düsmani gören usulcüler, kiyasi yöntemsel bir zemine oturtmak icin siki kurallar üretmislerdir. Elinizdeki kitapta kiyas bahsi klasik dönem usl-i fikih eserlerinde islenen sekliyle verilmeye calisilmistir. Modern calismalarda cok yüzeysel anlatilan bu meselelerin özellikle V. hicr yüzyildan itibaren ele alinis sekli müslümanlarin hukuk ilminde izledigi bilimsel tutarliligi görmek adina da gayet önemlidir.
