Saliha bütün gece yataginda oturup, hafizasini zorlayarak kendisine ait bir sir aradi. Yillarca aklinin bataginda gömülü kalmis bir giz, basina gelmis bir felaket, kimsenin bilmedigi bir hastalik, isledigi bir suc... Onu digerlerinden farkli yapacak bir sey.
Zihninin derinliklerinden böyle bir sey bulup cikarsa, ertesi gün gidip Miranin oturdugu taburenin önünde duracak ve aynen onun yaptigini yapacakti.
Bak, diyecekti, benim de yüregimi sana acacagim bir meselem var.
Ama olmadi. Ne kadar zorladiysa da o güne kadarki hayatina dair bir sey bulamadi.
Dünyanin ugultusu, merkezden uzaklasanlarin icinde yankilaniyordu. Uykulari bölen bir sessizlikte olup bitiyordu her sey. Sabirla bekleyenler, cekip gidenler, geride kalanlar ve yollara düsenler. Bir tek ay sahitti, bir de Saliha...
Cagdas edebiyatimizin üretken yazarlarindan Neslihan Önderoglu, birbirine dolanan yasamlara ve görünmeyen yaralara dokunuyor. Hem cok farkli hem de benzer yasamlar süren genclerin duygu dünyalarini ve gelecek kaygilarini anlatan yazar, günümüz Türkiyesini resimliyor. Ilk satirindan itibaren merak uyandiran roman, konusu, kurgusu ve diliyle her yastan okurda iz birakacak gücte.