Kirmizi ip efsanesi, hayatlarimizin önceden belirlendiginin kanitidir. Her seyi anlamanin da. Caprazlama olarak yasadigimiz hikayeler ve rastgele zaferler tesadüfi degil, dogdugumuzda takili olan görünmez kirmizi iplerin eseridir. O kirmizi ipler kocaman bir halinin parcalaridir ve ölecegimiz gün bile önceden tayin edilmistir. Bu, antik caglardan kalma tuhaf bir inanis gibi görünse de hayatimizda olan her kücük seyin kader ve karma ile bir ilgisi vardir.O artik bir fisiltinin esiriydi. Ilk önce zihninde kisik seslerle belirmis, sonra agir agir tüm bedenini ele gecirmisti. Kizinin ölümü, kocasinin hapishaneye girmesi sürecinde kollarinda ve bacaklarinda karincalanma yaratan sinsi bir dürtüden öteye gecmemisti. Ugradigi hakaretlerle beslenip büyüdü. Bogazinda bir dügüm haline geldi zamanla. Sabirliydi. Bekledi, bekledi... Sonunda hayatini onun kollarina teslim etmesini istedi. Bu fisiltinin adi; Intikamdi. Merhamet ve vicdani icinden söküp atarken yeni hayati basladi.Öldürmeyi bakirelige benzeten Büyücüyü, Carl Justav Jungun dedigi gibi;Depresyon siyahlar giyen bir kadina benzer. Eger o gelirse, kovmayin. Onu davet edin, oturmasini teklif edin, ona bir misafir gibi davranin ve söylemesi gereken seyleri dinleyin, diyerek zihninize misafir edebilir ya da bir tanidik gibi sahiplenebilirsiniz