Büyük anlatilar öldü, artik kullaniciya özel üretilen hikayelerle sarili etrafimiz. Büyüsünü yitiren ama kullanici verilerinin yeniden yorumlanmasiyla efsunlanan bir zamandayiz. Dijitalligin her seyi degistirdigi konusulsa da sanata ne yaptigini cok az soruyoruz. Sanatin özünü dönüstüremeyen bir dijitallik hayatin anlamina dokunabilir mi Bilginin her yerde olmasindan ziyade, muhatabina nasil ulastigi, düsünce kaliplarini sekillendirmez mi Hakikat sonrasi zamanlarda habere mi maruz kaliyoruz yoksa kurgulanmis hikayelere mi
Yazar kitapta dijital dönüsümün sanata, mekana, okuma bicimlerine, metnin ve sanatin üretim süreclerine etkisini odagina alan yazilarla bircok soru soruyor ve sordugu sorulara gündelik hayatta cok fazla zaman gecirdigimiz mekanlararaclar üzerinden farkli ve özgün bir bakisla cevap bulmaya calisiyor.
Dijital dünyanin hepsi hikaye, ama bu sefer göz ardi edilemeyecek önemde.