Osmanli Devleti 622 yil ömür sürmüs, üc kitaya yayilmis, yasli dünyamizin gördügü görecegi en büyük Cihan devletlerinden birisi. Bu muazzam imparatorluk hakkinda sayilamayacak kadar cok arastirma yapildi, makaleler, kitaplar basildi. Osmanliyi ele alan tarih kitaplarinda fetihler ve fatihler anlatildi. Osmanli maliyesi, ekonomisi, bürokrasisi, incelendi. Osmanli hanedani didik didik edildi; ailenin haremine girildi. Saraylari, köskleri, mesire yerleri, carsilari, ulu camileri ile payitahtlar resmedildi. Bütün bunlar Osmanliyi daha iyi ögrenmek ve kavramak icin yapildi ve yapiliyor. Ama bir eksiklik hissediliyor her seye ragmen; insan...
Osmanlida Yasamak, iste bu eksigi tamamliyor. Alpaslan Demir bu eserinde Osmanlida yasayanlarin dar sokaklarina, avlularina odalarina konuk ediyor bizi. Halkin gündelik hayatini, sevinclerini, korkularini, inanislarini sergiliyor kücük hikayelerle. Mahkemelere düsen, kadilarin dinleyip kendilerince cözdügü davalar, Osmanlinin farkli ve renkli hayatini adeta bizde yasatiyor. Osmanlida kadinlar da varmis diyoruz, tipki melek, tipki cadi gibi.
Alpaslan Demir bir akademisyen olarak Osmanli arsiv belgelerinden, mühimme kayitlarindan, kadi sicillerinden secmeler yaparak hazirlamis bu güzel eseri. Osmanli gündelik hayatinin kahramanlari üzerine kurulu özenle secilmis konular, carpici basliklarla anlatilmis. Bu kisa hikaye veya anekdotlarda yazar yalin ve herkesin anlayabilecegi bir dil kullanmis. Okuyucu bu eserde Osmanlinin tarihi yazilmamis insanini bulacak, ona dokunacak ve bugünün insanindan pek de farkli olmadigini görecek.
Prof.Dr. Ücler Bulduk
