Jean - Francois Champollion, 1828 yili temmuzunda manevi vatani Misira varir. Misirli dedikleri bu adam, tehlikelerle ve sasirtici yapitlarla dolu bir doguya adim atmistir. Hiyerogliflerin gizini cözdügüne inanarak, dahice sezgisini dogrulamak amaciyla, Misiri Nübye cölünü bastan basa dolasir. Bir arastirmaci toplulugun basina getirilmistir. Bu kisiler arasinda sürtüsmeler cikar, sürtüsmeler bazen sertlesir. Hepsinin güvenligine göz kulak olacak, hiyanete ugrayacak olan odur. Kutsal saydigi görevini basariyla bitirmesini yani firavunlar Misirini kurtarip onun aydinligini dünyaya aktarmasini engellemek isteyen ürkütücü karsitlariyla savasacak olan hep odur.
Iskenderiyeden Ebu Simbele, bir eski yerlesim yerinden bir baskasina giden Champollion, bir bilginin ve ölümsüz Misirin ucsuz bucaksiz kitabini cözen bir eylem adaminin tadabilecegi o hic duyulmamis zevkleri tadar. Christian Jacq, bizleri Misir arkeoloji biliminin, ejiptolojinin, babasinin bu yolculuklarina katilarak görkemli bir macera romani yasamaya cagiriyor.