Sark Meselesi esasen bir Türk meselesiydi. Vaktiyle Ingiliz basbakaninin ifade ettigi gibi Türkün
Avrupa kiyilarindan sökülüp atilmasi, geldigi yere gönderilmesi, mümkünse tarih sahnesinden
silinmesi meselesiydi.
O savastan yenik cikan bütün devletlere teslimiyet anlasmalari imzalatilmis, biri haric, hepsi
uygulanmisti. Hayata geciremedikleri anlasma Türkler icin öngördükleri Sevr Anlasmasiydi.
2000li yillarda Batinin basinda yine bir Türk meselesi var. Kuvveti, kudreti yettigince Batinin
bölgedeki hesaplarinin karsisina dikilen Türkler ve tarihteki rolü ile yine bir Türkiye var.
Batili zihinlerin bölgeye dair tasavvuru Türkiye icin pek hayra alamet görünmüyor. Amerikan
kartalinin bir kanadinin altina binlerce tir dolusu silah verdigi PKKyi, öteki kanadinin altina
Fethullah Gülen örgütünü almasi bunu gösteriyor. Fethullah Gülen örgütü eliyle gerceklestirilen 15
Temmuz darbe girisimi Amerikanin Türkiyeye dair niyetlerini bir kez daha teyit etmistir.
15 Temmuzda yasananlar milletin devletine nasil sahip ciktigini göstermesi acisidan yürek
ferahlaticiydi ancak devletin icine düstügü aczi göstermesi bakimindan da o kadar yürek
burkucuydu.
Kusatma, yüz yil sonra bir kez daha atesi ve ihaneti gören Türkün bu ates ve ihanetle imtihanini
anlatmaktadir.