Son Cevizlik; agaclarin katledildigi, üretim alanlarinin, topraklarin yagmalandigi, güclülerin acimasizligi, hirsi karsisinda caresizlerin sasirip ya l p a ladigi, tasra gercekciliginden uzaklasmadan, iyilik, kötülük, yokluk, zenginlik, umutsuzluk, umut, muhtaclik, korku, insan ve doga sevgisi ekseninde, gecmisin tortusuyla simdiki zamani anlatan öykülerden olusuyor.
Unutulmus, kaybedilmis, hayal kirikligina ugramis insanlarin sesinde, ince, duygulu tinilar yerine umudun, nesenin olmasi öyküleri farkli kiliyor. Yazarin yalin, özgün ve kapali anlatimdan uzak, derdini kolayca döküveren, özellikle de günlük konusma dilini cok iyi kullanan anlatim tarzi, basit düsünme bicimleriyle öykü kahramanlarini, son derece gercek ve sahici kiliyor. Yansitilan sahnelerin arka planinda doganin hisirtili, esintili agaclari da eksik degil.
Son ceviz agacinin gölgesinde, yagmur korkusuyla toplanan kirazlarin, silkelenen dutlarla birlikte kirginliklarin, küskünlüklerin de döküldügü carsaflarin atmosferinde gelisen öyküler, doganin karsisinda insanin yasam mücadelesini, vazgecmisligini, kabul etme bicimlerini sorguluyor. Güclülerin dünyasinda kandirilanlarin, ezilenlerin hakli öfkesinin, nefretinin yaninda, ne olursa olsun merhameti elinden birakmayan kahvecinin yüregi yeniden insanligimizi düsündürüyor. Bir bardak cay olup icimizi isitiyor iyilik.
Öykülerin geneli, kendi yasa ve düzeniyle isleyen kasabalarda geciyor. Suclarin, kanunsuzluklarin cabucak örtüldügü, dosyalarin kapatiliverdigi durumlarda vicdan ve adalet gibi varligi sürekli tartisilan olgular da aslinda tasranin koyu caresizligine teslim oluyor. Konu ve temanin, genel oldugu kadar günceli de yakalayan bir titizlikle secimi, diyaloglarla zenginlesip ritmini düsürmeyen öykülere dönüsüyor. Kapatilan fabrikalarla issiz kalanlarin bir an önce para kazanma, zengin olma ugruna baslarina gelenlerin anlatildigi ironik öyküler aciyla gülümsetiyor. Agir calisma kosullari altinda, emeginin karsiligini alamayan insansa sonunda yanlislara sürükleniyor.
Olaylarin ve kahramanin esit kurgulandigi öykülerde atmosfer de göz ardi edilmemis. Ilk öykü kitabiyla Fatma Nuran Avci, öykücülügümüze gercekci ve saglam bir adim atiyor. Yazar, 2016 Yilinda Nilüfer Belediyesinin Yasar Kemal Öykü Yarismasinda 1124 öykü arasindan Son Cevizlik adli eseriyle birincilige layik görülerek basarisinin isaretini vermisti.
Degisen, degisirken cürüyüp bozulan geleneksel yasamin bitmeyen sorgulari; ezen ve ezilenlerin, hakli ya da haksiz her durumda var olan toplumsal sorunlari öykülerin, gecmis zamanda ya da simdide degil de sonsuz bir boslukta salindigi izlenimini veriyor. Kenarda, bir basina kalmis, kaybolmus insanin, acimasiz olaylarin anlatildigi gercekci öykülerin hissettirdigi duygularla yeniden düsünmeli Vicdan, merhamet, adalet gibi kökü yabanci olan kelimeler gercekten bizden cok ayri ve uzagimizda mi