Dostoyevskinin isimsiz bir kahramaninin kirkli yaslarinda -aslinda icinde bulunan bir- yeralti dünyasindan cikarak geride kalan genclik caginin büyük calkantilarini anlattigi bu roman, okuyucusunu kacinilmaz olarak kusatip icine hapseden kahramaninin gözünden yasamin zorluklarini, bu zorluklar karsisinda icine düsülen bunalim ve kizginliklari anlatarak ilk gencligin catismalarini sarsici bir yalinlikla anlatir. Bir monolog olarak bizzat okuyucunun dilinden seslendirilen yasama sevinci ve insan sevgisine reddiye niteligindeki ilk bölümün ardindan kahramanin gömüldügü yeralti dünyasinin bizzat müsebbibi olan kisilerle hesaplasmasinin anlatildigi ikinci bölüme hinc icinde gecilir. Genclik yillarinda icine cekildigi yeraltinin sebebi olan yakin cevresiyle yüzlesmek üzere attigi bu hesaplasma adimi yeni kirginliklara maruz kalmasina ve nihayet hayal kirikliklariyla dolu bir aska sürüklenmesine de sebep olacaktir.