Büyük Larousseda adalet sözcügü, Hakka ve dogruluga saygiyi temel alan ahlak ilkesi olarak tanimlaniyor.
Yani adalet, sosyal bir varlik olan insanin, toplumda gücler dengesini vedüzeni saglamak icin uygarlik tarihinin belli bir döneminde dogrudan kendisinin yaratip, benimsedigi bir kavram.
Bu nedenle onun kaynagini, dogada ya da dogaüstü güclerde aramak anlamsiz.
Adalet, toplumda güclü olanlarin mutlak egemenliklerini sinirladigi icin, öncelikle gücsüzlerin, ezilenlerin siginagi, tutunduklari dal, kurtulus arayislarinin caresi olarak görülüyor. Ancak ne yazik ki adalet cogu kez güc karsisinda yenik düsüyor. Ve insanlar sürekli adaletsizlikten yakiniyorlar. Özellikle uluslararasi iliskilerde, toplumdaki sosyal dengesizliklerde adaleti göremiyoruz. Yine cogu kez yargi kararlarindan da hosnut kalmiyor, verilen kararlari adil bulmuyoruz.
Insanlarin sürekli aradiklari, ancak kolayca ulasamadiklari adaletin nerede oldugunu, ben de merak ettigim icin, herkesin birbirine sordugu su soruyu kitabima isim oalrka sectim Adaleti gördünüz mü