Eski Yunan tragedyasi, Atinada demokrasi ile dogmus, kendine özgü anlatim ve elestiri bicimiyle siyasal ve toplumsal degerlerin yurttaslarca sorgulanmasinda önemli bir rol oynamis, Atina demokrasisi cökmek üzereyken de sahip oldugu kamusal gücü yitirmistir M.Ö. 4. yy.
Edebi olanla, siyasal ve felsefi olani yan yana getiren bu calisma, baslangicindan tükenisine kadar, Yunan tragedyasinin gecirdigi asamalari ve trajik-olanin özelliklerini sorgularken, tiyatronun dogusuna ve salt eglendirici olmaktan cok, egitici ve sorgulatici niteligine ayna tutmakta, Aiskhylosun, Sophoklesin ve Euripidesin eserlerinin özgün bir yorumunu sunmaktadir. Eski Yunana ve tiyatro sanatina ilgi duyan okurlar, bu eserde tragedyanin evrimi, yazar ve aktörün ilk konumu, sahne-seyirci iletisimi, tiyatro-demokrasi iliskisi ve Aristoteles, Platon ile Nietzsche gibi düsünürlerin tragedya üzerindeki görüslerine iliskin bilgi edinecekler, günümüzün tiyatro sorunlarina felsefi ve tarihsel bir perspektiften bakma olanagi elde edeceklerdir.