Gerek tüm Insanligin, gerekse ülkemin gelecegine iliskin hep umutlu, inancli, hep iyimser düsünmeme karsin, bu kitapta son yüzyil icinde Türkiyede yasanan acilardan, zulümlerden, baskilardan, katliamlardan söz ettim yalnizca. Ancak amacim, ne karamsarlik asilamak, ne de umutlari kirmak degildi. Cünkü bu ülkede bu süre icinde elbette yalnizca böylesine olumsuzluklar yasanmadi. Renkli, isiltili günler de gördü bu toplumun insanlari. Gurur veren basarilari, ortak sevincleri de paylasti. Yasanan acilara karsin, pek cok engel asildi, epeyce yol da kat edildi bu süre icinde Insanoglunun yasam serüveni, bir nehrin akisina benziyor. Nasil ki nehrin sulari, önüne cikan engellere karsin kendisine bir yol bulup akisini sürdürüyorsa, insanlikta engellere karsin zaman icindeki ileriye dogru yürüyüsüne devam ediyor. Engeller ve barikatlar ne denli güclü olursa olsun, suyun akisini, insanin ilerleyisini ancak kisa bir süre tutabiliyor Biriken su gibi insanoglu da sikistikca daha büyük bir basincla yükleniyor engellere. Barikatlar patliyor engeller asiliyor ve ilerleyis sürüyor. Ilerleyisi yavaslatmamak geciktirip aksatmamak icin insanoglunun önüne cikartilan engelleri iyi tanimasi, bunun icin gecmisiyle dürüstce yüzlesip yasananlardan dersler cikarmasi gerektigini düsünüyorum. Bu kitap iste bu görüs ve endisenin ürünü olarak ortaya cikmis bir calismadir. Ve yalnizca böyle degerlendirilmelidir.