Son dönemlerin en popüler kavramlarindan biri hic kuskusuz küresellesme olmustur. Dünyanin ekonomik, siyasal ve yönetsel anlamda geldigi yeni durumu ifade eden küresellesme, bütün toplumlari etkileyen ve dönüstüren bir güce sahiptir. Küresel sistemde meydana gelen bir degisme ulusal alanda ekonomik, siyasal ve yönetsel etkileriyle toplumlari sarsmakta; olumlu ve olumsuz etkileriyle yandas ya da muhalif gruplarin olusmasina neden olmaktadir. Bu yönüyle de oldukca önemli ve kapsamli tartismalarin odaginda yer alan bir kavram olmustur.
Yerel olanla küresel olan cogu kez ic ice gecmekte, birbirlerine dönüsebilmektedir. Roland Robertsonun küresellesme üzerine yapmis oldugu bir calismada bu durum globallesme, Türkce deyimiyle küresel bir durum olarak tanimlanmistir. Dolayisiyla yerel ya da ulusal olani küresel olandan izole ve kopuk bir alan olarak görmek artik olanaksiz hale gelmistir. Gerek siyasal anlamda, gerekse ekonomik ve sosyal anlamda dünyanin herhangi bir yerinde meydana gelen bir gelisme, bütün dünyada yeni bir yapilanmanin ya da yikimin baslangici olabilmektedir. 11 Eylülde Amerikada gerceklestirilen terörist saldiri, bütün dünyayi etkileyen, yerel ve toplumsal sonuclariyla sinirlandirilamayacak olan siyasal ve ekonomik dönüsümlere yol acmistir ve sarsici etkileriyle dünya gündemindeki agirligini korumaktadir.